Yayınlanma: 23 Ocak 2023 22:56
Güncellenme: 18 Kasım 2024 00:01
Sekiz gün sürecek olan dava, Havana'dan yaklaşık 7 milyar dolar tutarında temerrüde düşmüş krediyi geri almak için mücadele eden diğer alacaklılar tarafından yakından izlenecek.
Pazartesi günkü davayı açan yatırım şirketi CRF I Ltd, 1980'lerde Avrupa bankaları tarafından Küba'ya verilen ve Alman Markı cinsinden olan iki krediden 72 milyon Euro (78,18 milyon dolar) alacaklı olduğunu söylüyor.
Küba makamları CRF'yi bir "akbaba fonu" olarak nitelendirdi ve dava öncesinde yaptıkları hukuki savunmada İngiliz Mahkemesinin CRF'nin iddialarını yargılamak için "yetkisi olmadığını" söyledi.
CRF bu iddiayı neredeyse üç yıl önce, Havana'nın 2018 yılında CRF ve diğer bazı tahvil sahipleri tarafından yapılan borç hafifletme teklifini reddetmesinin ardından başlatmıştı.
CRF Başkanı David Charters Reuters'e yaptığı açıklamada "Bu geç aşamada bile karşı tarafla konuşmaya hala hazırız" dedi.
Komünist rejimle yönetilen adanın mali durumu son yıllarda, koronavirüs salgını ve eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından getirilen kısıtlamalar nedeniyle daha da kötüleşti.
Havana, 2015 yılında alacaklı ülkelerden oluşan Paris Kulübü üyeleriyle bir anlaşmaya vararak bu borcun yaklaşık dörtte üçünün silinmesini sağladı. Ancak Londra Kulübü olarak adlandırılan ticari alacaklılarıyla anlaşma yapmayan ülke, uluslararası sermaye piyasalarının dışında kalmaya devam ediyor.
Küba merkez bankası bu ayın başlarında dava öncesinde yaptığı açıklamada "BNC ve Küba hiçbir zaman borçlarını görmezden gelmemiş ve meşru alacaklılarıyla müzakere etme konusundaki ilgilerini her zaman korumuşlardır" dedi.
Başta Arjantin olmak üzere diğer Latin Amerika ülkeleri de temerrüde düşen borçlarını ucuza satın alan ve daha sonra yasal taleplerde bulunan uluslararası fonlarla uzlaşmak için yıllarca uzun süren mahkeme ve siyasi mücadeleler verdiler.