Yayınlanma: 8 Nisan 2025 13:49
Güncellenme: 17 Nisan 2025 12:20
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin başta olmak üzere bazı ülkelere karşı uygulamaya koyduğu ek gümrük tarifeleri, küresel ticaret dengelerini değiştirmeye başladı. Bu yeni tarifeler sayesinde Türkiye, görece düşük vergi oranlarıyla birçok ülkeye kıyasla avantajlı bir konuma geldi.
Ekonomi uzmanı Dilek Güngör’ün analizine göre, Türkiye’nin yüzde 10’luk gümrük vergisi oranı, Çin ve Vietnam gibi ülkelere kıyasla oldukça düşük. Bu fark, özellikle ABD pazarına yönelik ihracatta Türkiye'nin öne çıkmasını sağlayabilir. 2024 yılında ABD’ye 16.4 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye’nin bu rakamı artırması bekleniyor.
Yeni tarifeler, doğrudan yabancı yatırımlar açısından da Türkiye’yi cazip hale getiriyor. Çin, Hindistan, Japonya gibi ülkelerin ABD pazarına erişim için Türkiye’ye yatırım yapabileceği belirtiliyor. 2024'te 11.3 milyar dolar olan doğrudan yatırımların 2025’te daha da artması bekleniyor.
Türkiye'nin ABD’ye elektronik ihracatı 774 milyon dolar seviyesinde. Çin’e uygulanan yüksek tarifeler, Türkiye'yi kablo, jeneratör, motor gibi ürünlerde alternatif tedarikçi haline getirebilir.
Trump yönetiminin ithal araçlara yüzde 25 tarife uygulaması, Türkiye'nin AB pazarında yerini sağlamlaştırabilir.
Asya ürünlerine uygulanan %45-50 oranındaki vergiler, Türkiye’yi ABD’nin yeni tedarikçisi yapabilir.
Vietnam ve Çin'den yapılan ithalata getirilen tarifeler, Türkiye’nin ABD mobilya pazarında önünü açabilir.
Türkiye’nin kimya sektörü 30.8 milyar dolar ihracatla öne çıkıyor. Düşük vergiler sayesinde ABD pazarında rekabet gücü artabilir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Türkiye'nin iç talep odaklı bir ekonomi olduğu için tarifelerin etkisinin sınırlı kalacağını belirtti. Şimşek, Türkiye’nin dış ticaretinin büyük bölümünün dost ve yakın ülkelerle yapıldığını vurguladı. Ayrıca petrol fiyatlarındaki düşüşün cari açığı azaltmada önemli rol oynayacağını ifade etti.
ABD’nin 3.1 trilyon dolarlık ithalat hacmi içerisinde Türkiye, tekstil, kimya, otomotiv ve elektronik gibi alanlarda rekabet gücünü artırarak önemli bir oyuncu haline gelebilir. Hem ihracat hem de doğrudan yatırımlar açısından Türkiye için stratejik bir fırsat penceresi açılmış durumda.