Yayınlanma: 29 Mayıs 2023 15:37
Güncellenme: 19 Kasım 2024 14:54
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim sonrasın Külliye'de yaptığı balkon konuşmasında ekonomiye ilişkin değerlendirmede bulundu. Recep Tayyip Erdoğan şu ifadelere yer verdi:
‘’Aziz milletim, değerli kardeşlerim seçimler bittiğine göre artık tüm vaktimizi ve enerjimizi çalışmaya, eser üretmeye, hizmet vermeye tamamiyle tahsis edeceğiz. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak, insanlarımızı hayata bağlamak önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürecektir.
Sadece kalbimiz değil elimizde hep deprem bölgesinin üzerinde olmaya devam edecektir. Enflasyonun yol açtığı fiyat artışları sıkıntılarını gidermek, refah kaybını gidermek önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır. Bunları başbakanlığım döneminde faizi 4.6'ya, enflasyonu 6.2'ye indirerek ispatlayan biz değil miydik?
Biz bu işi yaşadık, yaptık ama bunları böyle bir derdi var mı? Bunlarla laf ola beri gele. Yaparsak yine biz yaparız. Evet şu anda faiz 8,5'a indirildi ve enflasyonda inecek. Onlar bizimle yarışamaz. Onlar IMF'nin kapısında nöbet tutarlar. Bizler Davos'tan kopuşumuzu nasıl başlatmıştık biliyor musunuz?
Ve Davos'ta şu anda Babacan yanımdaydı o zaman. Ve Davos'ta IMF başkanı ile görüşüyoruz. O zaman bizim 23,5 milyar dolar IMF'ye borcumuz var. Başkana dedim ki, 'Sen taksitlerini alıyor musun, dolayısıyla Türkiye'nin siyasi kaderine sen müdahale edemezsin. Türkiye'nin başbakanı benim, sen sadece taksitlerini alacaksın'. 2013'te son taksidi ödedik, ondan sonra IMF ile ilişkimiz bitti.
Bu CHP ne diyordu hala IMF'den borç almanız lazım. O sizin işinizdir bizim değil. O gün bugün 10 sene geçti. Biz IMF'den borç almadık. O zaman da Merkez Bankası 27,5 milyar dolar Döviz rezerviydi. Bunlar İngiltere'ye gidip 3 milyar dolar getirecekmiş. Onlar sana delikli kuruş vermez, tefeci kime para vereceğini çok iyi bilir. Tefeciden para isteyenin akıbeti sandıklarda ortaya çıktı.
Biz şimdi yolumuza emin adımlarla yürüyoruz. Güven ve istikrar, bu iki kavram çok önemli. Siyasette arkadaşlarımla hep bunu konuştum. Güçlü bir ekonomi yönetimini bu iki kavramın üzerine kuracağız. Bir finans yönetimi, yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi tasarlıyoruz.
Sanayi, enerji her alanda giderek artan üretim gücümüzün sağladığı imkanlar herkesi şaşırtacak yeni bir ekonomik atılımın lokomotifi haline getireceğiz.
1 ay süreyle ücretsiz olarak doğalgazı vatandaşlarımıza verdik mi? 1 yıl boyunca da 25 metre küp doğalgazı biz Cumhurbaşkanlığının hediyesi olarak vatandaşlarımıza verme kararını açıkladık mı?
Şimdi Gabar'da petrol çıktı. Yatarak çıkmadı. Çalışarak çıktı. Daha önce orada Bay Bay Kemal'in dirsek temasında olduğu teröristlerin oralarda beton dökmeleri sebebiyle petrol çıkartamıyorduk. Ama şimdi çıkardık. Bununla birlikte küresel gelişmelerin bozduğu dengeler yeniden kuruluyor.
Eğitim, sağlık, ulaşım, enerji, sanayi, tarım, turizm, spora kadar ülkemize asırlık kazanımlar sağladığımız alanlarda çıtayı daha yukarıya taşıyacak yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz. Ülkenin şartlarına ve gençlerimizin beklentilerine karşılık gelecek uygulamaları genişleterek sürdüreceğiz.
Sağlıkta dünyanın örnek aldığı altyapımızı ve sigorta sistemimizi daha ileriye taşıyacağız. Şehir hastanelerimizi artıracağız. Kalkınmanın temel altyapısı olan ulaştırma ve enerjide yatırımları küresel düzeye taşıyarak Türkiye'nin konumunu daha da güçlendireceğiz. Sayın Putin'in Türkiye'nin yani Trakya'nın bölge olması konusunu tebrik mesajında tekrar etti. Onlarla bu adımı atacağız. Trakya bir merkez olacak.
Sanayimizi bilhassa savunma sanayimizin marka değerini artıracağız. Bizi dünya gıda sektörünün en önemli aktörlerinden biri haline getiren tarım ve hayvancılıkta üretici gelirlerini artıran bir sistemi hayata geçireceğiz. Hizmetlerde, turizmde yakaladığımız ivmeyi sürdüreceğiz. Sosyal yardım ve d estek sistemimizi milletimizin tek ferdinin kendisini sahipsizlik hissetmeyeceği seviyeye getirene kadar geliştireceğiz.’’
Kaynak