Türkiye, salgından karlı çıktı. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Yazgan, koronavirüs salgını sürecinde gıdaya yoğun talep olduğuna dikkat çekerek, “Hem Avrupa hem de Rusya’ya kolayca ürün ulaştırabildiğimiz için durumu avantaja çevirebildik” diye konuştu.
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan, Türkiye’nin
koronavirüs salgını sürecindeki ihracatına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yazgan, bu yılın ocak-mayıs döneminde yaş meyve sebze ihracatında 2019 yılının aynı döneminde kıyasla yüzde 20’lik bir sıçrama yaşandığını belirtti.
Yaş meyve sebzede dönemsel üretimin önemine dikkat çeken Yazgan, "Marta kadar olan dönemde en önemli pazarlarımızdan olan Rusya'da narenciye
tüketimi çok yoğun gerçekleşiyor. 2019'dan kalan son stokların kullanıldığı bir dönem. Sonrasında tekrar hareketlenmesi eylül ayını bulabiliyor. Kiraz ise tam tersi bir şekilde mayıs ayına kadar tabiri caizse uyuyor, mayıs ayında büyük bir sıçrama yapıyor ve ağustos ayına kadar devam ediyor." yorumunda bulundu.
"Avrupa'dan Talep Artışı Var"
Tarımın zor bir üretim grubu olduğunu aktaran Senih Yazgan, "Üzeri açık bir sanayi gibisiniz. İklimsel etmenlerle tümüyle bağımlısınız. Bugün konuştuğumuz verileri yarın söyleme imkanına sahip olamıyorsunuz. Mevcut süreci biz bu yıl, haziran başına kadar iyi götürdük. Sonra başlayan yağışlı periyot bizi biraz etkiledi. Avrupa'daki taleplerin artış göstermesi, önümüzdeki periyodun pozitif seyredeceği konusunda bizleri umutlandırıyor." diye konuştu.
Açıklamasının devamında ağırlıklı olarak Orta Avrupa’ya
ihracat yapıldığını belirten Yazgan, "Almanya, Hollanda gibi... Aynı şekilde Birleşik Krallık ve Rusya önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Türk ürünlerini Rus marketlerinde görebiliyoruz. Belli ülkelerdeki olumsuz iklim etkileri sonucu tedariklerini İspanya ve İtalya'dan sağlayan ülkeler taleplerini bize yöneltti." ifadelerini kullandı.
Yazgan, koronavirüs salgınının küresel
gıda pazarında önemli değişikliklere neden olduğunu belirterek şunları dile getirdi:
"İnsanlar pandemi süresince marketlere gittiklerinde ilk önce gıda reyonuna gitti. Gıdanın önemini anladı. Dolayısıyla yaş meyve sebze reyonunda büyük talep oldu. Türkiye buna hazırlıklıydı. Çünkü bulunduğu coğrafi konum gereği Avrupa'ya 2-3 günlük bir transportasyon süresinde, istediği ürünü çok rahatlıkla ulaştırabilmesi açısından büyük avantajlı. Biz hem Avrupa hem de Rusya'ya kolayca ürün ulaştırabildiğimiz için bu durumu avantaja çevirebildik."
“Hedef Uzak Doğu”
Orta Avrupa’nın yanı sıra
bu süreçte yeni pazarların da meydana geldiğini hatırlatan Yazgan, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
"Orta Avrupa bizim çok kolay bir pazarımız. Kendi tüketim alışkanlıklarımızın da benzerlik gösterdiği, siyah zeytin, yeşil zeytin gibi ürünleri ihraç ederken orada ulaştığımız kitle aslında etnik pazar yani oradaki Türklere ağırlıklı olarak ulaşan ürünlerdi. Şimdi yeni yeni benzer ürünleri Avrupalı tüketicilere ulaştırmaya başladık. Özellikle İskandinav ülkeleri son yıllarda bizim için iyi bir pazara dönüştü. Bununla birlikte yaş meyve sebzenin önündeki en önemli pazar Uzak Doğu pazarı."
Yazgan, Uzak Doğu pazarı için yoğun bir çalışma içerişinde olduklarını belirterek, "Bunun için de 'karantina protokolleri' dediğimiz belli uygulamaların yapılması gerekiyor. Bunları da ülkeler kademeli olarak istiyorlar. Şu an Çin pazarı için kiraz ve narenciye, Japonya pazarında da limon ve greyfurt gibi meyvelere yoğunlaştık. Eğer bunları yakın bir zamanda gerçekleştirebilirsek Türkiye'deki tarımsal sektörlerden geçimini sağlayan üreticilerimizin gelirleri artacaktır. Bu da ülkemize ekonomik değer olarak geri dönecektir." dedi.