KPMG Türkiye'nin yaptığı analiz raporunda, Koronavirüs salgınının sebep olduğu krize en hazır olan sektörün bankacılık olduğu ifade edildi. 2019 Aralık ayından beri tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip Koronavirüs ( Covid-19) salgını, bütün sektörlerin krize girmesine sebep olmuştu. Bu gelişmeler üzerine, KPMG Türkiye Koronavirüs (
Covid-19) salgını sonrasında hangi sektörü, ne gibi zorluklar beklediğini araştırmaya başladı. Çalışma sonucunda ise tüm dünyaya yayılmış olan krize en hazır sektörün bankacılık olduğu görüldü.
Merkez Bankası (TCMB), bu zorlu süreci daha kolay atlatabilmek adına birçok destek fonu sundu. Ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) gibi en üst kurumlar, tecrübeleri ve bilgileri ışığında verdikleri kararlar ile zorlu ekonomik süreci yönettiler.
Bunların yanı sıra, kamu bankaları başta, tüm bankalar müşteri dostu krediler, ödemesiz dönem gibi birçok kolaylık sağladılar.
Kredi Büyümesi Kanadını Etkileyecek
KPMG Finansal Hizmetler Sektör Lideri Kerem Vardar, bu salgının ekonomiye beklentilerin çok üzerinde bir zarar verdiğini belirtti ve bankacılık sektörüne ne olacağına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
''Bankacılık sektöründe ilk etki, kredi büyümesi kanadında bekleniyor. Ekonomik görünümün hızla bozulması ve risk algısının tamamen değişmesi, hem bankaların kredi verme iştahını hem de kredi talebini olumsuz etkilemişti. Ancak BDDK'nın bankaların Türk lirası ve yabancı para likidite yönetimlerinde esnekliğin artırılmasına, reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamının sağlanmasına ve salgın nedeniyle etkilenen mal ve hizmet ihracatçısı firmaların KOBİ odaklı yaklaşımla geniş kapsamda desteklenmesine yönelik ilave tedbirleri kapsamında aldığı aktif rasyosu kararı, bankaların kredi verme iştahını yeniden artırma hedefi taşıyor. Bu noktada bankaların mevduat azaltma ya da devlet tahvillerine yönelmesi de olasılıklar arasında yerini alıyor.
Gelişmeler değerlendirildiğinde, 2020 yılının ilk çeyreğinde yaşanan güçlü kredi büyümesi sektör için önemli bir taban oluşturuyor. Yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde yaşanacak olası kredi daralmasının faiz gelirleri bacağında çok olumsuz bir etki yaratması beklenmiyor. Öte yandan, hem TCMB hem de Fed'in faiz indirimleri ile mevduat maliyetlerini aşağı çekmesi de sektörün gelir tablosu için olumlu bir gelişme. Üstelik, salgın önlemi olarak gelişmiş ekonomilerin beklenmedik boyutta faiz indirimleri TCMB'nin indirim politikasında daha hızlı ilerlemesini sağlıyor."
Bilançolar Yeniden Büyüyebilir
Kerem Vardar, bu sürecin bankalar açısından 2018'in son aylarında olanlar kadar zorlu olduğunu fakat atlatılamayacak bir kriz olmadığını belirtti. Durumun kontrol edilmeye müsait olduğunu söyleyen Kerem Vardar, şu sözleri ekledi:
"Küresel ve yerel faiz politikaları da bankaların maliyetlerini daha iyi yönetebilmelerine olanak tanıyor. Virüsün tamamen kontrol altına alınmasından sonra banka bilançolarında yeniden büyümeler bekleyebiliriz. Ertelenmiş yatırım taleplerinin hayata geçişi ve bol likidite ortamı, hızlı kredi büyümesi süreci için olumlu bir perspektif sunuyor. Kısaca, küresel krize neden olan bu beklenmedik süreçte bankalar, mali ve teknik donanıma sahip olduğunu gösterdi. Bankalar, oyunu kurallarına göre oynuyor. Virüsün tamamen kontrol altına alınmasından sonra banka bilançolarında toparlanma hızlı olacak."