Yayınlanma: 23 Kasım 2023 13:54
Güncellenme: 21 Aralık 2024 11:58
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), beklenenin üzerinde bir hamle yaparak kasım ayında faiz oranlarını 500 baz puan artırdı. Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki toplantının ardından yapılan açıklamada, politika faizinin yüzde 35'ten yüzde 40'a yükseltildiği belirtildi. Piyasalar ise genel olarak faiz artış hızının yavaşlatılacağına dair beklentiler içerisindeydi, ancak TCMB'nin aldığı karar bu öngörülerin ötesinde bir adım atıldığını gösterdi.
Özellikle yabancı kurumlar, Türkiye'nin uygulamaya koyduğu ortodoks politikalar ve dezenflasyon programı sonrasında Türk varlıklarına olan ilgilerini artırmaya başladı. Deutsche Bank analistleri, Türk lirası cinsi tahvillerin 2024'te en iyi performansa sahip tahviller haline gelebileceği öngörüsünde bulundu. BNP Paribas analistleri de uzun vadeli TL tahvillerinin cazibesinin arttığını belirtti. Bu olumlu değerlendirmeler, Türk varlıklarına olan güvenin arttığını ve yatırımcıların ilgisini çektiğini gösteriyor.
Yabancı Piyasalar Ne Düşünüyor?
JPMorgan analistleri, Türk lirasının ciddi derecede ucuz olduğunu belirterek, "Modelimiz liranın anlamlı ölçüde ucuz olduğunu gösteriyor. Bu ciddi bir reel değer kazancına izin veriyor" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dezenflasyon programlarının Türk lirasının reel olarak değer kazanmasına neden olacağını belirterek, "Türk Lirası'nın reel olarak değer kaybettiği süreç sona ermiştir" değerlendirmesinde bulundu.
TCMB Eski Başekonomisti Ne Söyledi?
Ancak, TCMB'nin faiz artışına rağmen ekonomistler, faizde yıl sonunda ulaşılacak nihai seviyenin dikkatlice belirlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. TCMB eski Başekonomisti Hakan Kara, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Yıl sonuna kadar faizi %40’a çıkarırsanız, enflasyonu kontrol altına almak için en az 1 yıl boyunca burada tutmanız gerekir. Faizi %45 yaparsanız, 6 ay sonra tekrar indirmeye başlayabilirsiniz. Karar sizin." dedi. Bu, faiz politikasının dikkatlice yönetilmesi gerektiğini ve dengeli bir strateji izlenmesinin önemini vurguluyor.