Yayınlanma: 6 Mayıs 2023 08:54
Güncellenme: 8 Kasım 2024 09:40
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Karar TV canlı yayınında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
CHP Lideri, "Savunma sanayi milli bir şeydir. Adı üstünde, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, diğerlerinde 'milli' kelimesi yok. Milli Savunma Bakanlığı bizim hepimizin. Hangi görüşten, hangi kimlikten olursak olalım bu ülkenin savunmaya ihtiyacı var. Üstelik bulunduğumuz coğrafya bunu zaten zorunlu kılıyor" ifadelerine yer verdi.
İktidarın CHP dinayeti ortadan kaldıracak iddiasını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ‘’Diyanet İşleri Başkanlığını kuran zaten CHP, niye kaldırsın? İlk imam hatip okullarını açan CHP'dir, niye kapatsın? İlk ilahiyat fakültelerini açan CHP, niye oraları kapatsın? Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin temel kurumlarından birisidir. Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığıyla, Genel Kurmay Başkanlığını kurmak için aynı gün iki ayrı kanunu çıkarmıştır parlamentodan. Hiç kimsenin gücü Diyanet İşleri Başkanlığını kapatmaya yetmez" cevabını verdi.
14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminin centilmence ilerlemediğini kaydeden Kılıçdaroğlu ekledi:
‘’Centilmence bir yarış oluyor mu? Hayır. Ben bugüne kadar seçim meydanlarında hiçbir zaman Sayın Erdoğan adını telaffuz dahi etmedim. Yani oturdum kendi düşüncelerimizi, neler yapacağımızı bunları anlatmaya çalıştım ağırlık bu. Ama karşı taraftan benim aklımın almayacağı o kadar çok suçlamalar var ki şaşırdım kaldım. Bu suçlamalara zaman ayırmak, o noktaya bizi çekmek istiyor. Yani ekonomiden kopalım, Türkiye'nin geleceğinden kopalım, demokrasiden kopalım istiyorlar. Kısır bir tartışmanın içine girelim 'yok şunu çıkaracağım', 'yok bunu çıkaracağım', 'yok şunu yapacağım.' Bir seçime gidiyoruz. Bu seçim Türkiye'nin kader seçimi. Ve bu seçimde gerçekten biz otoriter bir yönetimden yana mı olacağız? Demokratik bir yönetimden yana mı olacağız? Bunun tartışılması lazım. Evlerde gerçekten mutfaklarda yangın var."
Devletle partiyi ayırmak gerektiğini ve şu anda devletin partileştiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gemisi, iktidar partisinin seçim otobüsüne döndü. Akıl alacak şey değil. Savunma sanayi milli bir şeydir. Adı üstünde, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, diğerlerinde 'milli' kelimesi yok. Milli Savunma Bakanlığı bizim hepimizin. Hangi görüşten, hangi kimlikten olursak olalım bu ülkenin savunmaya ihtiyacı var. Üstelik bulunduğumuz coğrafya bunu zaten zorunlu kılıyor. Biz güçlü olmak zorundayız burada. Savunma sanayi yeni değil ki, 1980'lerden beri işlevini sürdürüp geliyor.
Rahmetli Özal savunma sanayi fonunu kurdu. Kimse de bugüne kadar kalkıp savunma sanayiyle ilgili onu alıp da bir seçim propagandası haline getirmedi. Bunları seçim propagandası haline getirdiler. Sanki biz karşıymışız gibi bir atmosfer yaratıyor. Niye karşı olalım? 'Uçak yaptık.' İyi alkışlarız. 'Siz buna karşısınız.' Hayır efendim. Ne uçağa ne tanka ne şuna ne buna, bir şeye karşı olduğumuz yok. Tam tersine bunlar milli meselelerdir. Milli meselelerde bu işin sağı, solu olmaz. Bu vatanseverlerin, herkesin milli meselelerin arkasında durması lazım. Bizim düşüncemiz bu.
Bu konuda da çok kararlıyım. Devlet bakidir. Parti gelip geçici. Bugün var. Yarın iktidardan gider. Başka bir parti gelir. Bu ikisi birbirinden ayrılmak zorundadır. Bunu yaptığımız zaman ve devletin kolonlarını, gerçek anlamda yeniden sağlıklı bir zemine oturttuğumuz zaman ben dünyanın en huzurlu insanı olacağım. Gerçekten de çekilip torunlarımla oynayacağım yani. Torunlarımı dinleyeceğim. O ayrı bir dünya. Torunlarımla yan yana geldiğimde gerçekten ben bütün sorunları unutuyorum. Onlar bana ayrı bir dünya bahşediyorlar.’’
Kaynak