Genel görüş en güçlü merkez bankasının
FED olduğu yönünde olsa da Bitcoin’in gösterdiği istikrar bu durumu değiştireceğe benziyor.
Geleneksel medya Amerikan Merkez Bankası FED’in en güçlü banka olduğu yönünde bir izlenim yaratıyor ancak daha detaylı incelediğimizde bu durumun çok da doğru olmadığını gözlemliyoruz.
Görünürde 2008 Krizi'ni başarıyla atlatmış, ABD'deki büyümeyi yeniden canlandırmış ve işsizliği tarihin en düşük seviyesine indirmiş bir FED izlenimi var.
Gerçekte ise FED 2008 Krizi’nden çıkmak için faizleri sıfıra indirdi ve tarihi boyunca bastığı paranın tam dört katı kadar para bastı. 2015 yılına gelindiğinde normalleşme süreci kapsamında faizleri arttıran FED, 2018 yılında bastığı dolarları yakmaya başladı. Bu süreç boyunca izlediği tüm stratejiler ile eski faiz seviyelerine yani yüzde 4-5’lere ulaşmak istedi.
2019 yılının ikinci yarısında faizleri yüzde 2.25’lere çıkarmayı başararak, basılan paranın yüzde 17’sini yakmış oldu dolayısıyla borsa hızla çakılmaya başladı. Kendi yarattığı bu durumu düzeltmek için ise dolar yakmayı durdurdu ve tekrar faiz indirimine gitti. Hatta tekrar para basmaya başladı ve ayda tam 60 milyar doları tekrar piyasa soktu.
Bugüne geldiğimizde dolar, FED’in kuruluşundan bu yana satın alma gücünün yüzde 90’ından fazlasını kaybetmiş durumda.
Kafa karıştıran bu süreç, FED’in faizleri yükseltmek için uyguladığı stratejilerin bir sonucuydu.
BIS Düşük Faizler Hakkında Uyarıda Bulundu
Finansal istikrarı sağlamaya yönelik olarak merkez bankaları ve diğer kurumların kendi aralarındaki işbirliğini artırmak amacı ile İsviçre’de kurulan BIS, piyasada bilinen adıyla ‘merkez bankalarının merkez bankası’ düşük faiz oranlarının tehlikeli olduğuna dikkat çekti.
BIS temmuz ayında yayınladığı ‘2019 Yıllık Ekonomi Raporunda’ düşük faiz oranlarının ve para basma politikasının 3 farklı tehlikeye neden olduğunun altını çizgi.
BIS’e göre FED’in politikası; normalleştirmeyi zorlaştırabilir, bankacılık sektörünün karlılığını tehlikeye atabilir, kaynak dağılımı ve ekonomik verimliliği bozabilir.
Yukarıda bahsi geçen strateji ve durumların nedeni ise FED’in mevcut siyasi güce bağlı olarak politikalarını ani olarak değiştirmesi ve finansal piramidin en tepesinde yer alan yüzde 1'lik kesimi gözetmesi. Kısacası çıkar ilişkileri.
İnsani Hırslardan Bağımsız Otomatik Merkez Bankası: Bitcoin
Bitcoin denildiğinde akla ilk olarak teknolojik para birimi gelse de aslında Bitcoin bu para birimini çalıştıran bilgisayar programının adıdır.
Yani Bitcoin diğer tüm merkez bankalarından farklı olarak kimsenin çıkarını gözetmez ve buna göre hareket etmez. Bitcoin’de; ne zaman ne kadar üretim yapılacağı, ödül yarılanmalarının ne zaman olacağı gibi hayati para politikalarının hepsi önceden bellidir.
Dolar ile Bitcoin’i karşılaştıracak olursak;
1913'ten beri Amerikan Doları satın alma gücünün yüzde 90'ından fazlasını kaybederken; Bitcoin geçen seneki yüzde 80'lik düşüşüne rağmen kendi para birimine yaklaşık 260 bin kat değer kazandırdı.
Merkez Bankası para bastıkça hazinenin yani dolayısıyla halkın borcu da sürekli artar. Oysa Bitcoin Merkez Bankası para bastığında sadece bilgisayar gücü harcanır, kimseye borç yazılmaz.