Yayınlanma: 25 Mayıs 2023 22:04
Güncellenme: 22 Kasım 2024 20:05
Mart 2021'de gerçekleştirilen toplantıda faiz oranını %9'dan %8,5'e indiren Merkez Bankası, o tarihten bu yana üç ay boyunca politika faizinde herhangi bir değişiklik yapmadı.
Merkez Bankası, 2021 yılının Mart ayında faiz oranını %17'den %19'a 200 baz puan artırarak son faiz artışını gerçekleştirmişti. Bu artışın ardından faiz oranı, 5 toplantı boyunca bu seviyede sabit tutuldu. Daha sonra hükümetin Yeni Ekonomi Modeli ve Liralaşma Stratejisi doğrultusunda faiz oranlarında sert düşüşler uygulandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu süreçte sık sık "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." tezini dile getirerek faize karşı olduğunu ve faizlerin düşmeye devam edeceğini vurguladı.
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantısının ardından yayımladığı karar metninde faiz, enflasyon, deprem ve resesyon gibi konulara vurgu yaptı.
"Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi.
Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması deprem sonrasında daha da önemli hale gelmiştir.
Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir.
Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir.
Güncel veriler deprem bölgesinde ekonomik faaliyetin beklenenden hızlı toparlandığını göstermekte, orta vadede depremin Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı belirginleşmektedir.
Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaktadır."